Dünyada güneşi yaratmak?

Termonükleer Füzyon Enerjisinin Gerçekleri

Geçen ay Fransa’da yapımına başlandığı tüm dünyaya ilan edilen ITER (Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktör/International Thermonuclear Experimental Reactor) projesi için Çin’in de dahil olduğu dünya çapındaki en büyük uluslararası bilimsel işbirliği programı. Basında çıkan haberlere göre 850 personelin kadrolu istihdam edildiği 10 yıllık hazırlık çalışmasının bir ürünü olarak ortaya konan ve maliyeti şimdilik 20 Milyar Avro olan proje çevresel dışsallıkları ve bir atık sorunu bulunmadığı iddiasıyla temiz enerji olarak lanse ediliyor. Diğer bir deyişle füzyon reaktörde güneşte gerçekleşen çekirdek birleşmesi (füzyon)yöntemi ile elde edilecek füzyon enerjisinin barışçıl kullanımı amaçlanıyor. Peki gerçekten öyle mi? Gerçekten füzyon enerjisi temiz ve hayallerimizi süsleyen geleceğin enerjisi olabilir mi? Gelin bunun için önce termonükleer füzyon nedir ne değildir ona bakalım fakat, önce enerji konusunu dilimiz döndüğünce biraz açalım.

Bütün evren, madde ve enerjinin etkileşimi sonucunda oluşan kaotik yapının yarattığı denge üzerinde gelişir ve var olur. Enerji, hep vardır. Üretilemez ve yok edilemez. Yalnızca şekil ve biçim değiştirir. Termodinamik kanunları bize, hiçbir şeyin vardan yok, ya da yoktan var olmayacağını açıklar. Etrafımızda gördüğümüz ya da göremediğimiz her süreç, madde ile enerjinin etkileşiminin bir ürünüdür.

Devamını Oku

NÜKLEER KARŞITI PLATFORM BASIN AÇIKLAMASI -2020

HİROŞİMA VE NAGAZAKİ UNUTULMADI, UNUTTURMAYACAĞIZ!

İkinci dünya savaşı sürerken ABD tarafından, Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atılan atom bombalarıyla insanlık tarihinin en acımasız saldırısı düzenlenmiş, yüz binlerce insan katledilmiştir. Kapitalizmin yok etme hırsıyla ürettiği; dünyanın en büyük kitle kırım ve çevre yıkım silahıyla savaş kazanılmış, insanlık ise kaybetmiştir. Aradan geçen 75 yıla rağmen katliamın acısı unutulmamıştır.

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) 1945 yılının 6 Ağustos günü Hiroşima’ya, 9 Ağustos’ta da Nagazaki’ye attığı atom bombalarıyla; Hiroşima’da 120 bin, Nagazaki’de 75 bin kişi yaşamını yitirmiştir. Binlerce insan sakat kalırken, kanser vakalarında yıllar boyu süren büyük artışlar yaşanmıştır. Tüm dünya, korkunç derecede yıkıcı etkisi olan, yüz binlerce insanı kısa sürede yok eden bombanın yarattığı dehşete şahit olmuş, vahşetin izleri yıllarca hafızalardan silinmemiştir.

Devamını Oku

Sinop’ta referans reaktöre şirketsiz ÇED

Türkiye’nin ikinci nükleer santral projesi için nihai ÇED süreci başlatıldı. Sinop’ta santralin yakın çevresi üzerindeki etkisi değerlendirmeye açılan projenin ne geçerli bir anlaşması var, ne de reaktörlerin inşaatı için görevlendirilen bir şirketi!

Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) özünde projelerin çevre üzerindeki etkilerinin tespit edilerek tedbirlerin alınmasını amaçlar. Planlama aşamasından başlayarak inşaat, işletme ve faaliyetin sona erdirilmesi dahil tüm süreçler kapsam dahilindedir. Ne var ki son beş yıldır teoride sistematik değişikliklere uğratılan, pratikte politik karar mekanizmalarının kontrolüne giren ÇED raporları artık formalite icabı hazırlanıyor. Raporlarda yer alan subjektif yorum ve genelleme içeren ifadeler dahi başvuru şirketinin onaylanmama gibi bir kaygı duymadığının en önemli göstergesi. Nitekim gerek halkın katılımının gerekse takibinin hak olduğu süreçlerde sivil toplumun itirazları dikkate alınmadığı gibi üç bin sayfaya varan nihai ÇED raporları 10 gün içinde siyasi yetkililerin eliyle onaylanıveriyor.

Devamını Oku