Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı, sadece bölgesel değil, nükleer bir savaşın da uzak ihtimal olmadığını gösterdi. Rusya’nın Çernobil ve Zaporijya nükleer santrallerine saldırması ve Çernobil nükleer santralinde savaş nedeniyle yaşanan elektrik kesintisinin sürekli soğutulması gereken kullanılmış yakıt çubukları üzerinde yarattığı radyoaktif sızıntı riski, nükleer santrallerin olduğu bir coğrafyada topyekun savaş ve işgalin ne kadar büyük ilave risk yarattığını gösteriyor.
Nükleer enerjiyi tamamen reddetmedikçe nükleer savaş tehlikesinin ortadan kaldırılamayacağını biliyoruz.
Türkiye, Rusya ile 2010’da yaptığı milletlerarası anlaşma ile Mersin-Akkuyu bölgesini nükleer santral yapımı için 100 yıllığına ve tam kontrolü vererek Rusya’ya tahsis etmiştir. Akkuyu’ya nükleer santral yaptırma inadı enerji ihtiyacı ile açıklanamaz. Maliyeti en yüksek, Çernobil ve Fukuşima nükleer felaketlerinde de gördüğümüz gibi en tehlikeli, kuşaklar boyu radyoaktif atık kirliliğine neden olan en kirletici enerji üretim biçimi olan nükleer santraller hiçbir gerekçeyle savunulamaz. Ancak nükleer güç olma hayali, nükleer santrali olan ülkelerin büyük ve prestijli olduğu yanılgısı ve enerji politikalarına dair yanlış değerlendirmeler, hükümeti 40 yıldır gerçekleştirilemeyen ve halkın da karşı olduğu Akkuyu projesini Türkiye’nin son derece aleyhine olan koşullarda gerçekleştirmeye sürüklemiştir.
Saldırgan, yayılmacı politikaları ve jeostratejik hedefleri nedeniyle, enerji üretiminin ve yüksek kârlar elde etmenin Akkuyu’da Rusya için tek motivasyon olmadığı da görülebilir. Rusya Akkuyu’nun karşısında, Mısır’ın Akdeniz kıyısında bulunan El Dabaa’da da aynı tipte ve büyüklükte bir nükleer santralin yapımına başlamıştır. Suriye’deki askeri varlığı da düşünüldüğünde, bu projeler Rusya’nın Doğu Akdeniz’de askeri ve nükleer varlık gösterme ihtiyacı ile bağlantılı olarak değerlendirilebilir.
Akkuyu nükleer santrali Türkiye için ciddi bir güvenlik riski yaratmakta, Türkiye’nin Rusya’ya bağımlılığını da artırmaktadır. Hükümetin Rusya’ya Sinop’ta da benzer bir proje için saha tahsis etmeyi düşünmesi halinde benzer bir güvenlik riski Karadeniz için de ortaya çıkacak ve katlanarak artacaktır.
Bütün bu nedenlerle Türkiye, savaş durumunun yarattığı ekstra güvenlik risklerini değerlendirerek Rusya’nın yapımını sürdürdüğü Akkuyu nükleer santralinin inşaatını durdurmalı ve projeyi iptal ederek Rusya ile yapmış olduğu Nükleer Santral Anlaşması’nı gerekirse tek taraflı olarak feshetmelidir. Nükleersiz bir Akkuyu, nükleersiz bir Türkiye ve nükleersiz bir Akdeniz hem ülkemiz hem de bütün dünya için daha güvenli, daha barışçı, daha temiz bir gelecek anlamına gelecektir.
Akkuyu nükleer santralinin inşaatını durdurun!
Türkiye-Rusya nükleer santral anlaşmasını iptal edin!
Russia’ attack on Ukraine indicates that it is not ja regional war and a nuclear war is not only a possibility. Russia’s attack on Chernobyl and Zaporizhia nuclear power plants and the risk of radioactive leakage due to the power cut endangering the spent fuel rods which must be constantly cooled shows how war and occupation in a geography with nuclear power plants is an additional risk of nuclear power plants. We know that the danger of nuclear war cannot be eliminated unless we completely reject nuclear energy.
Turkey signed the international agreement with Russia in 2010 and allocated the Mersin-Akkuyu region for the construction of nuclear power plants for 100 years by giving full control to Russia. The stubbornness to establish Akkuyu Nuclear Power Plant cannot be explained by the need for energy. Nuclear power plants, which are the most costly, the most dangerous, the most polluting form of energy production that has caused radioactive waste pollution for generations, as we saw in the Chernobyl and Fukushima nuclear disasters, cannot be defended. But the dream of becoming a nuclear power, the misconception that countries with nuclear power plants are large and prestigious misconceptions about energy policies became reason to start the construction. As a result, the government has put into practice the extremely unfavorable conditions for Turkey to realize the Akkuyu project, which has not been realized for 40 years and is also against the public.
It can also be seen that energy production and making high profits is not the only motivation for Russia. Actually Russia has aggressive, expansionist policies and geostrategic goals which is seen with the construction of a nuclear power plant of the same type and size in El Dabaa, located on the Mediterranean coast of Egypt, opposite Akkuyu. Considering its military presence in Syria, these projects can be evaluated in connection with Russia’s need for a military and nuclear presence in the Eastern Mediterranean.
Akkuyu nuclear power plant creates a serious security risk for Turkey and increases Turkey’s dependence on Russia. If the government considers allocating another site to Russia for a similar project such as Sinop, a similar security risk will arise for the Black Sea and increase exponentially. For all these reasons, Turkey should stop the construction of the Akkuyu nuclear power plant by evaluating the extra security risks created by the war situation. It is necessary to cancel the project, and unilaterally terminate the Nuclear Power Plant Agreement with Russia. A nuclear-free Akkuyu, a nuclear-free Turkey and a nuclear-free Mediterranean will mean a safer, more peaceful and cleaner future for both our country and the whole world.
Stop the construction of the Akkuyu nuclear power plant!
Cancel the Turkey-Russia nuclear power plant agreement!
En son Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporu, iklim krizinin büyüdüğüne ve enerji kriziyle karşı karşıya olduğumuza vurgu yapıyor.
İklimime Nükleeri Bulaştırma /Don’t Nuke The Climate (DNTC) Ağı olarak COP 26’ya yönelik hazırladığımız bu kampanyayı imzalayarak desteklediğinizi belirtmek için
adresine lütfen kuruluşunuzun adını, temsilci olarak bir kişi ismi ve logonuzu içeren bir e-posta gönderin.
Temiz ve yenilenebilir enerji için acil bir küresel değişime ihtiyacımız var zira, ulusal hükümetlerin fosil yakıtlara ve nükleere bağımlılıktan yenilenebilir enerjiye geçişi aktif olarak kolaylaştırması ve yönetmesi gerekiyor.
Bilinmelidir ki, temiz, güvenli, doğa dostu yenilenebilir enerjiye bu küresel geçiş halihazırda devam ediyor ve istihdam ve fırsat yaratıyor. Bunu çevresel ve sosyal adalet ilkelerine eşitlik, çeşitlilik, esneklik ve toplulukların ve kamusal hak ve fayda sağlamasına dayalı olarak büyütmek, dünya çapında verimlilik ve ve sürdürülebilirlik temelli ekonomik faaliyetlerin gerçekleştirilmesini ve elektrik erişim güvenliğini de mümkün kılacaktır.
Nükleer enerjiye yatırılan her dolar, yatırımları yenilenebilir enerji teknolojisinden uzaklaştırarak iklim krizini daha da kötüleştiriyor. Nükleer, daha sık devreden çıkarmaların olduğu ve değişen iklim koşullarında güvenli bir şekilde çalıştırılamayan dolayısıyla ısınan bir dünyada giderek enerji güvenliği açısından sorun teşkil eden bir durumdadır.
Nükleer silah testlerinden radyoaktif atık tesislerine kadar nükleer endüstrinin tarihinde işçilerin ve halkların sağlıklarının bozulduğunu, tüm canlıların hak kayıplarına uğradıklarını, yerinden edilmelere maruz bırakıldıklarını dolayısıyla bu şekilde gerek çevreye gerekse kamusal yaşama zarar verildiğini görüyoruz.
Yerli Halklar, siyahiler ve tüm diğer renklerin insanları, nükleer endüstrinin madencilik ve atık depolama gibi ekolojik tahribata yol açan fakat buna rağmen izinleri alınmadan, kayıpları tazmin edilmeden hatta fikirleri sorulamadan maruz bırakıldıkları bu faaliyetler nedeniyle orantısız bir yıkım ve riskle karşı karşıyadır
Üstelik nükleer yavaş, pahalı ve tehlikelidir. Karbon nötr değildir ve benzersiz güvenlik ve atık yönetimi riskleri oluşturur. Endüstrinin kendi ekonomik başarısızlıklarından kurtulmasını, inşaat gecikmelerinin üstesinden gelmesini veya yeni teknolojinin yanlış yaptıktan sonra bu teknolojinin vaatlerini yerini getirmesini beklemek için zamanımız yok.
Uranyum maden bölgelerinin bıraktığı ekolojik miras, nükleer silahlar ve çözülmemiş nükleer atık sorunu, nükleer enerjinin derin risklerini göstermektedir. Kaldı ki bu riskler, değişen iklim tarafından büyütülür ve sürdürülebilirlik ve nesiller arası eşitliğin temel ilkeleriyle temelden çelişir
Unutmayalım, yenilenebilir kaynaklar bize enerji sektörü çalışanları, aileleri ve toplulukları için adil bir geçiş yapma ve sürdürülebilir düşük karbonlu elektriğe güvenli küresel erişim sağlama yeteneği veriyor.Yenilenebilir enerji gerçek, uygun maliyetli, düşük riskli ve temizdir. Nükleer, gelecekteki enerji ihtiyacımızı karşılayamaz.
Küresel olarak, nükleerden farklı olarak geniş sosyal lisansa sahip birden fazla enerji tasarruflu ve yenilenebilir enerji seçeneğine sahibiz. Küresel toplumun geniş bir kesimini temsil eden kuruluşlarımız, nükleer enerjinin güvenilir veya etkili bir iklim tepkisi olmadığını savunuyor.
Yenilenebilir bir enerji geleceğini destekliyoruz ve nükleer enerjiyi, acil olarak ihtiyaç duyduğumuz iklim politikaları ve eylemleriyle ilgili gerçek eyleme geçmekten alıkoyan odak saptırıcı tehlikeli bir unsur olarak görüyoruz.
İklimime Nükleeri Bulaştırma (Don’t Nuke The Climate) Ağı’nın nükleer konusundaki ortak görüşü
Radyoaktif, kirli ve Tehlikelidir:
Nükleer reaktörler, binlerce yıldır doğrudan insan ve çevre tehdidi oluşturan uzun ömürlü radyoaktif atıklar üretir. Radyoaktif atık yönetimi maliyetli, karmaşık, tartışmalı ve çözümsüzdür. Nükleer atıkların inatçı ve nesiller arası mirası göz önüne alındığında, nükleer enerji temiz bir enerji kaynağı olarak kabul edilemez.
Tüm insan yapımı sistemler başarısız olur. Nükleer güç başarısız olduğunda, bunu küresel ölçekte yapabilir. Çernobil ve Fukuşima gibi kazaların insani, çevresel ve ekonomik maliyetleri çok büyük ve devam ediyor.Herhangi bir kaza olmasa bile eski reaktörlerin ve nükleer tesislerin hizmetten çıkarılması ve temizlenmesi teknik olarak zor ve son derece maliyetlidir.
Sürdürülebilir enerji değildir:
Nükleer enerji, uranyum madenciliğine dayanır. Kömür madenciliği gibi bu da olumsuz çevresel etkilere neden olur ve işçileri ve toplulukları riske sokar.Uranyum madenciliği ve işlenmesinden reaktör soğutmasına kadar büyük miktarlarda değerli su tüketen, yoğun su kaynağına ihtiyaç duyan bir endüstridir. Nükleer santraller, azalan ve ısınan su kaynakları, deniz seviyesinin yükselmesi, kuraklık, denizanası sürüleri ve artan fırtına şiddeti dahil olmak üzere iklim etkileri tarafından şiddetlenen tehditlere karşı savunmasızdır.
Hak kayıplarına yol açar :
Nükleer endüstri, dünya genelinde hem Yerli toplulukları hem de daha düşük sosyo-ekonomik statüye sahip olanları orantısız bir şekilde etkilemektedir. Uranyum madenciliği, silah testleri ve nükleer atık boşaltma mirası, dünyanın en savunmasız topluluklarından bazılarını etkiler ve tehdit eder. Radyasyona maruziyet, çocuklar, hamile kadınlar ve altta yatan sağlık sorunları olan kişiler de dahil olmak üzere topluluğumuzdaki en savunmasız kişiler için daha büyük bir risk oluşturmaktadır.
Yavaştır:
Nükleer enerji, acil bir soruna yavaş bir yanıttır.Nükleer reaktörlerin inşası ve lisanslanması yavaştır ve hatta net elektrik katkısı olmak için daha yavaştır.Küresel olarak, reaktörlerin inşası rutin olarak on yıl veya daha uzun sürer ve zaman aşımı süreleri yaygındır.
Maliyetleri yüksektir:
Nükleer enerji artık elektrik üretmenin en sermaye yoğun ve pahalı yollarından biri ve maliyetler artmaya devam ediyor. Avrupa ve ABD’de yapım aşamasında olan reaktörlerin maliyet tahminleri artmaya devam ediyor ve birçoğu bütçeyi aşıyor ve programın yıllar gerisinde kalıyor.
Bir Güvenlik Riskidir:
Nükleer santraller önceden konuşlandırılmış terörist hedefler olarak tanımlanıyor ve büyük bir güvenlik tehdidi oluşturuyor. Bu muhtemelen polislik ve güvenlik operasyonlarında bir artış ve sivil özgürlükler ve halkın bilgiye erişimi üzerinde artan kısıtlama gibi etkilere yol açacaktır. Nükleer enerji -silah bağlantısının çift kullanımlı yapısı finansman, insan kaynakları ve askeri ve sivil nükleer sektörler arasındaki daha geniş bağlantılar oluşturduğu üzere özellikle nükleer silaha sahip ülkelerde silahların yayılmasını ve güvenlik endişelerini artırıyor.
Yaşlanan ve yaşlanmaya bağlı riskleri vardır:
Mevcut nükleer reaktörler oldukça merkezi ve esnek değildir. Talep ve kullanımdaki değişikliklere cevap verme kapasitesinden yoksundurlar, yayılmaları yavaştır ve modern enerji şebekelerine ve piyasalarına pek uygun değildirler.Mevcut reaktörlerin çoğu eskidir ve kullanımdan kaldırılacaklardır ve ömrünü uzatmak için yapılacak herhangi bir hareket ciddi güvenlik endişeleri doğuracaktır.Küçük Modüler Nükleer Reaktörler (SMR’ler) ve diğer ‘yeni nesil’ nükleer projeler ticari üretimde veya kullanımda değildir ve kanıtlanmamış ve belirsizdir.Ne arızalı mevcut reaktörler ne de var olmayan vaat edilen reaktörler, ulusal bir enerji sistemi için güvenilir bir temel değildir.
Karbon Nötr değildir:
Sıfır veya sıfıra yakın emisyonlu nükleer güç diye bir şey yoktur. Yaşam döngüsü ve fırsat maliyeti emisyonları göz önüne alındığında, nükleerden kaynaklanan emisyonlar fosil yakıtlardan daha düşüktür, ancak yenilenebilirden çok daha yüksektir.
Nükleer yakıt çevriminin hemen her aşaması ek enerji girdileri gerektirir. Uranyum madeni prosesine göre karbon ayak izini arttırır, malzemelerin taşınması ve devam eden nükleer atık yönetimi de enerji yoğun teknoloji kullanımını gerektirir.
Ortak enerji hepimizin geleceği demek ve bu ancak gerçek yenilenebilir enerji ile sağlanabilir, radyoaktif enerjiyle değil!
Nükleersiz. org’un da bileşeni olduğu DNTC Ağının üretimi olan kampanyanın orjinaline buradan ulaşabilirsiniz.
Fukuşima’nın Radyoaktif Suyu Okyanusa Boşaltılmasın!
Fukuşima Nükleer Felaketi’ nin 10. Yıl Dönümünde: Radyoaktif Suyun Okyanusa Boşaltılmasına Karşı ve Nükleer Santrallerden Hemen Şimdi Vazgeçilmesi için Kampanya
Japon hükümeti Fukuşima’nın radyoaktif suyunu okyanusa boşaltmayı planlıyor. Japonya’da Fukuşima ve çevresindeki eyaletlerde yaşayan halk hükümetin bu planına karşı güçlü bir muhalefet ediyor. Fukuşima eyaletindeki Balıkçılar Birliği ülke bazında örgütlü olan Balıkçılar Birliği’nin desteğini alarak hükümetin bu planına itiraz ettiklerini hükümete bildirdi. Fukuşima Eyaleti Tarım Kooperatifleri ve Ormancılar Birliği’nin Fukuşima’daki 43 yerel yönetimin de desteğini alarak başlattığı bu kampanya, Japonya genelinde hükümetin planına itiraz eden 450 bin yurttaş tarafından imzalandı. Radyoaktif suyun denize boşaltılmasına karşı oluşan güçlü muhalefet denizaşırı ülkelerde, özellikle komşu ülkelerde duyulan endişeyi ve hükümetin bu planına itirazları tetikledi.
Fukuşima Nükleer santral tesisinde biriktirilmiş olan radyoaktif kirli suyun miktarı bugün 1,24 milyon tonu geçmiş bulunuyor. Bu suyun okyanusa boşaltılması halinde radyoaktivitenin gıda zincirine karışıp çevre ve insan sağlığı üzerine olumsuz etki etmesinden büyük endişe duyuyoruz ki balık ve kabuklu deniz hayvanları bu bölgede insanlarının temel gıda maddeleri arasında bulunuyor. Dolayısıyla biriktirilen bu radyoaktif suyun içindeki radyoaktif elementler yarılanma ömürlerini önemli ölçüde tamamlayana kadar tüm bu suyun muhafaza edilmesini Japon hükümetinden talep ediyoruz. Bununla beraber hükümetin bir yöntem olarak radyoaktif atık katılaştırma çalışmaları da yürütmesi kabul edilebilir.
Bu arada komşumuz Güney Kore’de hükümet kağıt üstünde nükleer enerjiden çıkış kararını destekleyebileceğinin işaretlerini vermişse de yeni nükleer santrallerin yapımı henüz sonuçlandırılmamış bulunuyor. Esasen Gyeongju’daki Wolseong Nükleer Santrali’nde meydana gelen tirityum sızıntısı ve Yeonggwang Hanbit Nükleer Santrali’nde reaktörün muhafaza kabında tespit edilen hava boşluğu önemli güvenlik açıklarıydı. Tayvan’da ise hükümet görünüşte “2025’te sıfır nükleer enerji üretimi” sloganı altında Asya’daki nükleerden çıkan ilk ülke olma yolunda ilerliyor. Ne var ki, Tayvan hükümeti, Ağustos 2021’de 4. Nükleer Santralin inşasına devam etmek için referandum yapmayı planlıyor.
Benzer şekilde, Türkiye ve Hindistan’da nükleer santrallerin inşası devam ederken, Filipinler de dahil olmak üzere diğer ülkeler nükleer santraller inşa etmek için yeni fırsatlar arıyor. Bununla birlikte yüzbinlerce yıldır gelecek nesilleri etkileyecek olan nükleer atıkların güvenli şekilde depolanması ve bertarafı konusundaki tartışmalar Kore, Japonya, Tayvan ve Avustralya’da devam ediyor.
Fukuşima Nükleer Felaketinin üzerinden on yıl geçmişse de Asya’da ve dünyanın diğer bölgelerinde nükleer enerjiyle yola devam etme girişimleri sürüyor. Öte yandan dünyanın yenilenebilir enerjiye yöneldiği bir dönemde, nükleer enerjinin miadını çoktan doldurmuş olduğu daha iyi anlaşılıyor.
Taleplerimiz:
Japon hükümeti, Fukushima Nükleer Santralinin biriktirilen radyoaktif suyunu okyanusa boşaltma planını durdursun;
Kore hükümeti Wolseong Nükleer Santrali’nde meydana gelen radyoaktif sızıntının durumu hakkında açıklama yapsın ;
Tüm hükümetler yeni nükleer santraller inşa etme planlarından vazgeçsin ve bunun yerine yenilenebilir enerjiyi genişletmeye odaklansın;
Tüm hükümetler, tehlikeli nükleer santrallerin işletimini durdursun ve nükleer reaktörlerin ömrünü uzatmak plan yapmasınlar.
Bölge sakinlerinin onayı alınmadan nükleer atık tesis ve alanları inşa edilmesin
Kampanyanın yaygınlaştırıcıları:
Japonya, Kore, Tayvan, Filipinler, Avustralya, Hindistan, Tayland, Endonezya, Türkiye- Nukleersiz.org (demipinar@gmail.com’a e posta göndererek kampanyayı destekleyen sivil toplum örgütünüzün adını bildirebilirsiniz),Fransa, Almanya, ABD
On the 10th Anniversary of the Fukushima Nuclear Disaster:
International Signature Campaign Against the Discharge of Contaminated Water and Calling for the Discontinuation of Nuclear Power Plants Now!
The Japanese government is planning to release Fukushima’s radioactive contaminated water into the ocean. Japanese citizens, from Fukushima Prefecture and beyond, are strongly opposed to this plan. The Fukushima Prefecture Fishermen’s Association, with the backing of the Fishermen’s Association from all over Japan, have submitted an opinion of opposition to the government. The Fukushima Prefecture Agricultural Cooperatives and Forestry Associations along with 43 local governments in Fukushima Prefecture also participated in this campaign, and 450,000 citizens from across Japan have signed a petition against the government plan. Opposition to the release of contaminated water has triggered much concern and opposition among citizenry overseas as well, including those from neighboring countries.
Contaminated water from Japan’s Fukushima nuclear plant has already exceeded 1.24 million tons. We are deeply concerned about the adverse effects the water will have on the human body by way of consuming fish and shellfish, which are staples in the region’s diet. We demand the Japanese government keep the contaminated water stored in the tanks until the water’s levels of radioactivity are significantly reduced. The government could also adopt mortar-induced radioactive waste solidification technology.
Meanwhile, in neighboring South Korea, the government has advocated for denuclearization with its energy plan on paper but has not ceased to build new nuclear power plants (NPPs) in action. Serious safety breaches have been reported repeatedly, including (but not limited to) the recent tritium leak at Wolseong NPP in Gyeongju and the disclosure of an air gap in the containment building at Yeonggwang Hanbit NPP. In Taiwan, the government is ostensibly advancing forward to be the first nuclear-free country in Asia under the slogan of “Zero nuclear power generation in 2025.” However, the Taiwanese government plans to hold a referendum on resuming the construction of the 4th NPP in August 2021. The construction of NPPs continues in Turkey and India while other countries, including the Philippines, seek new opportunities to build NPPs. Debates over safe storage and disposal of nuclear waste that will affect future generations for hundreds of thousands of years continue in Korea, Japan, Taiwan and Australia.
Ten years have passed since the Fukushima nuclear disaster yet attempts to maintain nuclear power linger on in Asia and other regions of the world. However, at a time the world is turning to renewable energy, we are becoming increasingly aware the time of nuclear power has expired.
We demand that
The Japanese government stop its plan to discharge Fukushima NPP’s contaminated water into the ocean;
The Korean government disclose information on the actual state of radioactive leakage at Wolseong NPP;
All governments abandon plans to build new NPPs and instead focus on expanding renewable energy;
All governments discontinue the operation of hazardous NPPs and drop plans to extend their life spans; and
Stop building nuclear waste facilities without explicit consent of residents.
Kampanyanın Korecesi
후쿠시마핵발전소사고10주년, 오염수해양방출반대! 핵발전소이제그만! 국제서명
일본 정부는 후쿠시마 방사능 오염수 해양방출을 곧 결정하겠다는 의향을 밝히고 있습니다. 하지만, 후쿠시마현을 비롯하여 일본에서 많은 시민들이 오염수 해양 방출에 크게 반발하고 있습니다. 후쿠시마현 어업조합을 비롯하여 일본 전국의 어업조합, 후쿠시마현 농협과 삼림조합, 그리고 후쿠시마 현내 43개 기초지자체가 해양 방출에 반대 의견서를 제출했습니다. 전국의 45만 명의 시민이 참여한 반대 서명도 있습니다. 해외에서도 오염수 해양방출을 염려하고 반대하는 목소리가 높아지고 있습니다.
오염수는 이미 124만 톤을 넘었습니다. 오염수가 해양으로 방출될 경우 어패류 섭취를 통한 인체 악영향이 염려됩니다. 오염수는 방사능이 충분히 감쇠할 때까지 탱크 보관을 계속하거나 모르타르로 고제화하는 방법을 선택해야 합니다.
한국정부는 탈핵 정책을 표방하지만, 신규 핵발전소 건설을 계속하고 있습니다. 경주 월성핵발전소 삼중수소 누출사건, 영광 한빛핵발전소 격납건물 공극사건 등 심각한 안전 부실도 반복되고 있습니다. 대만에서는 ‘2025년 핵발전 제로’를 내걸고 아시아에서 처음으로 탈원전 사회를 만들기 위해 착실하게 앞으로 나아가고 있습니다. 하지만 8월에는 ‘제4원전 건설 재개 여부를 묻는 국민투표’를 실시할 예정입니다. 터키와 인도에서는 핵발전 건설이 계속되고 있습니다. 필리핀처럼 계속해서 원전 건설 기회를 노리고 있는 나라도 있습니다. 몇 십 만년에 걸쳐 미래 세대에게 남기게 될 핵폐기물의 저장과 처분을 둘러싼 논쟁은 한국, 일본, 대만, 호주 등에서 계속되고 있습니다.
후쿠시마 핵발전소 사고부터 10년, 아시아를 비롯한 각 국가에서 여전히 핵발전을 유지하려는 움직임은 계속되고 있습니다. 하지만, 핵발전은 이미 끝난 낡은 에너지입니다. 세계는 재생가능에너지로 전환하고 있습니다.
À l’occasion du 10e anniversaire de la catastrophe nucléaire de Fukushima:
Campagne internationale de signature contre le rejet d’eau contaminée et appelant à l’arrêt des centrales nucléaires dès maintenant!
Le gouvernement japonais envisage de rejeter l’eau radioactive contaminée de Fukushima dans l’océan. Les citoyens japonais, de la préfecture de Fukushima et au-delà, sont fermement opposés à ce plan. L’Association des pêcheurs de la préfecture de Fukushima, avec le soutien de l’Association des pêcheurs de tout le Japon, a soumis un avis d’opposition au gouvernement. Les coopératives agricoles et forestières de la préfecture de Fukushima ainsi que 43 gouvernements locaux de la préfecture de Fukushima ont également participé à cette campagne, et 450 000 citoyens de tout le Japon ont signé une pétition contre le plan gouvernemental. L’opposition au rejet d’eau contaminée a également suscité beaucoup d’inquiétude et d’opposition parmi les citoyens d’outre-mer, y compris ceux des pays voisins.
L’eau contaminée de la centrale nucléaire japonaise de Fukushima-Daiichi a déjà dépassé 1,24 million de tonnes. Nous sommes profondément préoccupés par les effets néfastes que l’eau aura sur le corps humain en consommant du poisson et des crustacés, qui sont des aliments de base dans l’alimentation de la région. Nous demandons au gouvernement japonais de conserver l’eau contaminée dans les réservoirs jusqu’à ce que les niveaux de radioactivité de l’eau soient considérablement réduits. Le gouvernement pourrait également adopter la technologie de solidification des déchets radioactifs induite par le mortier.
Pendant ce temps, en Corée du Sud voisine, le gouvernement a plaidé pour la dénucléarisation avec son plan énergétique sur papier mais n’a pas cessé de construire de nouvelles centrales nucléaires (centrales nucléaires) en action. De graves violations de la sécurité ont été signalées à plusieurs reprises, y compris (mais sans s’y limiter) la récente fuite de tritium à la centrale nucléaire de Wolseong à Gyeongju et la divulgation d’un espace d’air dans le bâtiment de confinement de la centrale nucléaire de Yeongwang Hanbit. À Taïwan, le gouvernement est apparemment en passe de devenir le premier pays sans nucléaire d’Asie sous le slogan «Zéro production d’énergie nucléaire en 2025». Cependant, le gouvernement taïwanais prévoit de tenir un référendum sur la reprise de la construction de la 4e centrale nucléaire en août 2021. La construction des centrales nucléaires se poursuit en Turquie et en Inde tandis que d’autres pays, dont les Philippines, recherchent de nouvelles opportunités pour construire des centrales nucléaires. Les débats sur le stockage et l’élimination sûrs des déchets nucléaires qui affecteront les générations futures pendant des centaines de milliers d’années se poursuivent en Corée, au Japon, à Taiwan et en Australie.
Dix ans se sont écoulés depuis la catastrophe nucléaire de Fukushima, mais les tentatives de maintenir l’énergie nucléaire persistent en Asie et dans d’autres régions du monde. Cependant, à un moment où le monde se tourne vers les énergies renouvelables, nous prenons de plus en plus conscience que le temps de l’énergie nucléaire est expiré.
Nous exigeons que :
Le gouvernement japonais arrête son plan de rejet de l’eau contaminée de la centrale nucléaire de Fukushima-Daiichi dans l’océan ;
Le gouvernement coréen divulgue des informations sur l’état réel des fuites radioactives à la centrale nucléaire de Wolseong ;
Tous les gouvernements abandonnent leurs projets de construction de nouvelles centrales nucléaires et se concentrent plutôt sur l’expansion des énergies renouvelables ;
Tous les gouvernements interrompent l’exploitation des centrales nucléaires dangereuses et abandonnent les plans pour prolonger leur durée de vie ;
Arrêtez de construire des installations de déchets nucléaires sans le consentement explicite des résidents.
Kampanyanın imzacıları 24 ülkeden, 306 sivil toplum örgütü ve inisiyatifi(alfabetik sırayla)
【Australia】Australian Conservation Foundation、Friends of the Earth Australia、Marrickville Peace Group、People for Nuclear Disarmament、Port Adelaide/Semaphore Amnesty International Australia Action Group、Remembering and Healing、Sydney Peace & Justice Coalition、Uranium Free NSW、Campaign for International Cooperation and Disarmament、Josephite SA (South Australian) Reconciliation Circle
【Austria】Independent Salzburg Platform Against Nuclear、Wiener Plattform Atomkraftfrei
【Belarus】Institute of Radiation Safety(BELRAD)
【Belgium】Fin du nucleaire、Nucleaire Stop Kernenergie
【Brazil】Coalition for Brazil free of Nuclear Plants、International Uranium Film Festival
【Bulgaria】Za Zemiata (FoE Bulgaria)
【China】Blue Dalian
【Czech】Javorice
【Finland】Women Against Nuclear Power、Women for Peace、
【France】Bure en Retz、CCOA-ADN75、ECHO-Echanges、Editions de Fukushima、Fukushima blog、Fukushima informations 福島新たな原子力、Nos Voisins Lointains 3.11、Pectine Nonuke、Reseau Sortir du Nucleaire、Sortir du nucleaire Sarthe、Sortir du Nucleaire Tregor in Brittany、The Fukushima Voices、Vosges Alternatives au Nucleaire、STOP NUCLEAIRE DRÖME ARDECHE、よそものネット・フランス(パリ)Collectif Anti-Nucléaire Ouest
【Germany】Aktionsbuendnis Energiewende Heilbronn、Arbeitsgemeinschaft AtomErbe Neckarwestheim、Buendnis Fukushima-Neckarwestheim、Buergerinitiative GegenGift Heilbronn/UnterLand、Bund der Buergerinitiativen Mittlerer Neckar、Bundesverband Bürgerinitiativen Umweltschutz、さよなら ニュークス デュセルドルフ、Sayonara Nukes Berlin
【India】National Alliance of People’s Movements、Indian Social Action Forum、Indigenous Perspectives、Jharkhandi Organisation Against Redaition-JOAR-JADUGODA、Poovulagin Nanbargal、Socialist Party、SUTRA(Society for Social Uplift Through Rural Action)
【Indonesia】MANI(Indonesia Anti-Nuclear Society)
【Italia】Centro di documentazione(Semi sotto la neve)、日伊の架橋-朋・アミーチ
【Japan】会津放射能情報センター、Friends of the Earth Japan、大間原発反対現地集会実行委員会、核燃サイクル阻止1万人訴訟原告団、核燃料廃棄物搬入阻止実行委員会、柏崎刈羽原発反対地元三団体、柏崎巻原発に反対する在京者の会、上関原発止めよう!広島ネットワーク、9とよさかピースの会、熊本・原発止めたい女たちの会、グリーン・アクション、グローバリゼーションを問う広島ネットワーク、経産省前テントひろば、玄海原発プルサーマル裁判の会、原子力教育を考える会、原子力行政を問い直す宗教者の会、原発事故被害者団体連絡会、子ども脱被ばく裁判の会、これ以上海を汚すな!市民会議、Citizens’Nuclear Information Center、原水爆禁止日本国民会議、原発いらない福島の女たち、原発おことわり三重の会、原発さよなら四国ネットワーク、原発とめよう!九電本店前ひろば、再稼働阻止全国ネットワーク、さようなら柏崎刈羽原発プロジェクト、さよなら玄海原発の会・久留米、さよなら島根原発ネットワーク、さよなら原発神戸アクション、さよなら原発なら県ネット、市民放射能監視センター(ちくりん舎)、ストップ秘密保護法かながわ、ソーラーネット、高木基金、脱原発アクションin香川、脱原発とうかい塾、脱原発福島ネットワーク、脱被ばく実現ネット、たまあじさいの会、たんぽぽ舎、とめよう原発!関西ネットワーク、豊橋いのちと未来を守る会、虹とみどりの会、No Nukes Asia Forum Japan、浜岡原発を考える静岡ネットワーク、Peace Boat、東日本大震災避難者の会 Thanks & Dream、ふぇみん婦人民主クラブ、フクシマ・アクション・プロジェクト、ふくしま地球市民発伝所、プルトニウムフリーコミニケーション神奈川、ベクレルフリー北海道、放射能から豊中の市民・子どもを守る会、放射能ゴミ焼却を考えるふくしま連絡会、緑の党グリーンズジャパン、緑のハーモニー、緑ふくしま、みやぎ金曜デモの会、みやぎ脱原発・風の会、モニタリングポストの継続配置を求める市民の会・三春、若狭の原発を考える会
【Philippines】ABAKADA-MAPALAD KA、Nuclear Free Bataan Movement、KILUSAN Para sa Pambansang Demokrasya、Coal Free Bataan Movement、Young Bataenos Environmental Advocacy Network、KILUSAN Bataan、Nuclear Free Pilipinas、PEACE WOMEN PARTNERS
【Romania】TERRA Millennium III Foundation
【Russia】Socio-ecological union international
【Sweden】Naturskyddsforeningen i Alvsbyn、Swedish Antinuclear Movement
【Taiwan】台湾環境保護連盟(Taiwan Environmental Protection Union)綠色公民行動聯盟(Green Citizens’ Action Alliance)地球公民基金會(Citizen of the earth)媽媽監督核電廠聯盟、守望文教基金會、台灣蠻野心足生態協會、北海岸反核行動聯盟、看守台灣協會、PAPA非核陣線、環境法律人協會、台灣環境資訊協會、彰化縣環境保護聯盟、主婦聯盟環境保護基金會、台灣媽祖魚保育聯盟、台灣千里歩道協會、台灣永社、人本教育基金會、新北市愛鄉協會、林口社區大學、台灣同志諮詢熱線協會、綠色和平、綠黨、台灣公民自主發電行動聯盟、主婦聯盟南部辦公室、台灣人權促進會、台灣綠能臨門一腳協會、台灣環境教育協會、台南新芽、荒野保護協會、美濃愛鄉協進會、屏東縣好好婦女權益發展協會、高雄市公民監督公僕聯盟、高雄市鳳山社區大學、全國教保產業工會、主婦聯盟環境保護基金會南部辦公室、台南社區大學
【Turkey】Nukleersiz. Org、Yesiller Partisi (Green Party)、Istanbul Nukleer Karsiti Platform(NKP) 、Mersin Nukleer Karsiti Platform (Mersin NKP)、Sinop Nukleer Karsiti Platform(SNKP)、Sinop Nukleer Karsiti Platform Dernegi (SNKP DER)、HDP Sinop、SYKP、Sinop Sol Parti、Emek Partisi、Sinop TIP、Elektrik Muhendisleri Odasi(EMO)、Yenifoca Forum、Sinop Cevre Dostlari Dernegi、Sinop Kent Haklari Dernegi (KENT SAV)、Egitim İs Sinop Subesi、Egitim Sen、Sinop Tip、Sinop Tukoder、Gerze Halkevi ve Gerze Bilim Kultur Sanat ve Spor Dernegi、Ataturkcu Dusunce Dernegi Sinop、Cagdas Yasami Destekleme Dernegi Sinop、Yeryuzu Dernegi、Yeni Insan Yayinevi、Samsun Cevre Platformu (SAMCEP)、Mersin Cevre ve Doga Dernegi (MERCED)、Bakirtepe Cevre Platformu、Kazdagi Dogal ve Kulturel Varliklari Koruma Dernegi、Divrigi Kultur Dernegi、Mezopotamya Ekoloji Hareketi,、Amed Ekoloji Dernegi,、Hevsel Koruma Platformu、Burhaniye Cevre Platformu (BURCEP)、Dogader、Artvin Cevre Platformu、Soke Cevre Platformu、Ordu Cevre Dernegi、Antalya Ekoloji Meclisi、Kusadası Cevre Platformu、Yesil Artvin Dernegi、Mardin Ekoloji Dernegi、Aydin Cevre ve Kultur Dernegi(AYCEP) 、Ekoloji Birligi、Heryer Kazdaglari、Kazdaglari Kardesligi、Mugla Cevre Platformu、Datca Kultur Sanat Dayanismasi、Doganin Cocuklari、Cesme Cevre Platformu、Ayvalik Tabiat Platformu、Agonya Doga Koruma Girisimi、Munzur Cevre Dernegi、Gokova Ekolojik Yasam Dernegi、Cine Yasam Platformu(CIYAP)、Bozcaada Forum、Munzur Koruma Kurulu (DEDEF)、Troya Cevre Dernegi、Karadeniz Isyandadir、Didim Cevre Platformu、Ege Cevre ve Kultur Platformu(EGECEP)、Karaburun Kent Konseyi、Yarimada Yesilleri ve Cesme,Urla,Seferihisar, Karaburun Cevre Platformu、Kazdaglari Istanbul Dayanismasi、Didim Egitim ve Cevre Dernegi、Yenisehir Cevre Platformu、Yalova Platformu、Validebag Gonulluleri Dernegi、Emirdag Yaylalari Doga Platformu、Yasam ve Dayanisma Yolculari、Didim Dernegi、Didim Egitim ve Cevre Dernegi、Ankara Artvin Kultur Yardimlasma Dernegi
【UK】Campaign for Nuclear Disarmament、CND Cymru-the Campaign for Nuclear Disarmament in Wales、JAN (Japanese Against Nuclear)、Rochdale and Littleborough Peace Group、South Lakeland and Lancaster District Campaign for Nuclear Disarmament、Suffolk Coastal Friends of the Earth、People Against Wylfa B
【USA】able、Beyond Nuclear、All-African People’s Revolutionary Party、Indian Point Safe Energy Coalition、NO Nukes Action,California、Nuclear Information and Resource Service、Nuclear Watch South、Samuel Lawrence Foundation、the Manhattan Project for a Nuclear-Free World、Veterans For Peace – NYC Chapter 34、Coalition Against Nukes、San Luis Obispo Mothers for Peace