Nükleersiz ve temiz enerji mümkün

Nükleersiz enerji mümkün olmanın da ötesinde çok büyük avantajlara sahiptir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının merkezi enerji kaynakları ile artık rekabet edebildiği su götürmez bir gerçektir. Bununda ötesinde çok daha büyük avantajları beraberinde getirmektedir.

Temiz enerji kaynaklarının, verimsiz ve kirli konvansiyonel enerji kaynaklarının yerini alması kaçınılmaz bir sonuç; çünkü bu kaynaklar daha hızlı devreye giriyor, daha ucuz, daha güvenilir ve de çok daha fazla kaliteli istihdam imkanı sağlıyor.

Dünya üzerinde pek çok ülke bunun farkında; ve Japonya son nükleer reaktörünü de kapattığında hiç de korkulan olmadı. Aksine bazı enerji verimliliği önlemleriyle, daha yeni yatırımlar bile yapılmadan, oluşabilecek açık kapatıldı. Danimarka 2050 yılı hedefini %100 yenilenebilir enerji olarak belirledi. Diğer ülkelerin de benzer hedefleri mevcut;

• Avustralya 2020 için elektriğinin 45(TWh) yenilenebilirlerden karşılamak.

• Brezilya 2030 için enerji ihtiyacının %46’sını, elektriğinin %87’sini yenilenebilirlerden karşılamak

• Hindistan’ın 2012 hedefi 14 GW yenilenebilir kapasite.

• Japonya’nın 2030 solar PV hedefi 53 GW.

Türkiye’nin de bu atılımı gerçekleştirebilmek için hem ekonomik hem de teknik kapasitesi mevcut.

Gerçekleştirilmesi gereken tek şey, nükleer enerji ve kömür santralleri gibi, kirli enerjilere sağlanan teşviklerin kaldırılarak yenilenebilir enerji kaynaklarına ve enerji verimliliği çözümlerine kaydırılmasıdır.